Bu yüzyılın üçüncü on yılında, Dünya BAŞ AŞAĞI/TEPE TAKLAK giderken, aniden ortaya çıkan COVID-19 salgını beraberinde birçok aksamayı da getirmiş ve profesyonel ÇALIŞMA yaşamının hatlarını da önemli ölçüde değiştirmiştir. Bundan sonra ne olacağını kimse bilmiyor.
80 yıldır görmediğimiz bir belirsizlik dönemindeyiz. PANDEMİDEN kaçınılmaz olan birkaç şeyden biri, tarihte bu dönemin neslimiz ve gelecekte yaşamlarımızı nasıl yaşayacağımız üzerinde derin bir etkisi olacaktır. Birkaç kısa hafta içinde, nasıl çalıştığımızı, nasıl etkileşim kurduğumuzu ve hatta ailelerimize nasıl önem verdiğimizi yeniden düşünmek zorunda kaldık.
“Bazı ön okumalar yaptım ve bunun gerçekten derin felsefi, dini ve ahlaki sorunları gündeme getiren bir konu olduğunu düşündüm. Bence salgın hastalıklar tarihi şekillendirdi çünkü insanı kaçınılmaz olarak bu büyük sorular üzerinde düşünmeye yönlendirdiler. ” Salgın ve Toplum, Frank SNOWDEN.
İktisat teorisyenleri bu dönemin önümüzdeki yıllarda alışkanlıklarımızı ve zihniyetlerimizi nasıl değiştirebileceğine bakmaya başladılar. Bu tartışmaların bazılarına ve gelecek için ne anlama gelebileceğine baktık. Doğru veya yanlış olarak değil, sadece neyin değişebileceğine genel bir bakış olarak sunmak isteriz.
Bunun en güzel örneği; Bugünlerde EVİMİZİN YENİ OFİS OLARAK; İNTERNETİN İSE, YENİ TOPLANTI ODASI OLARAK KULLANILMASIDIR.
Bu durum aynı zamanda Birlikte çalışan İŞ ARKADAŞLARININ Ofis Molalarında birlikte içtikleri ÇAY ve KAHVE Molalarını da Tarih yapmıştır.
Bizde; DETAM GRUP olarak bu değişikliğe ayak uydurarak kısa süre içerisinde YENİ NORMAL DÖNEME adapte olduk. Bugün bu süreçte dünya liderleri, Bakanlar Kurulları, Kamu Kuruluşları, Şirket Yetkilileri, Danışman Kurumlar, Odalar, Birlikler, Meslektaşları ile olan çoğu toplantılarını WEBİNAR üzerinden ya ZOOM ya da SKYPE Üzerinden yürütmektedirler. Bunu Cumhurbaşkanımızın yapmış olduğu Bakanlar Kurulu toplantılarında izleme fırsatı bulduk.
Bizler Grup olarak kendimizi öylesine kaptırdık ki bu işe, Şöyle geriye doğru baktığımda, Nisan Ayından bu yana hemen hemen 30 ‘ a yakın “ Müşteri Bilgilendirme” “ Grup İçi Değerlendirme” “Partnerlerimiz ile Toplantılar” gerçekleştirmiş olduğumuz görmekteyiz.
Çeşitli paydaşlarımız ise zemin düzeyinde geri bildirim toplamak için DETAM GRUBMUZ Bünyesinde bulunan çeşitli Hizmet Departmanlarımız ile video konferanslar düzenlemişlerdir. Yine bu arada, bunlara ilaveten, STK’lar, sivil toplum grupları ve toplum örgütleri ile geniş bir sanal etkileşimimiz olmuştur.
Dış Dünyaya ve Ülkemize baktığımızda İnsanların bu alışılmadık zamanlarda çalışmalarına farklı şekillerde devam ettiklerini görülmektedir ki, bunlar Film yıldızlarından, Şarkıcılara, Satranç oyuncularına kadar uzanmaktadır. Kimi, Evde kalma mesajını yaymak için Videolar çekiyor, Kimi, çevrim içi konserler veriyor. Dünyamız için Oldukça yenilikçi bir gelişme.
DİJİTALLEŞME
Bütün bunlar bize bir şeyi gösteriyor. İŞYERİ FAALİYETLERİ DİJİTALE DOĞRU GİDİYOR.
Neden olmasın ki; ! Çünkü Sonuçta, teknoloji genellikle insanların yaşamları üzerinde dönüşüm sel etkiye sahiptir. Bürokratik hiyerarşileri aşan, aracıları ortadan kaldıran ve refah çabalarını hızlandıran bir teknolojidir.
Buna en güzel örnek EĞİTİM sektörüdür. Bu sektörde zaten yenilikçi birçok üstün profesyonel var. Bu sektördeki canlandırıcı teknolojinin faydaları var. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, COVİD-19 Nedeniyle Eğitimlere ara verdiğinde Öğrencilerin dersten mahrum kalmamaları ve e-öğrenmeyi artırmak için EBA Sistemini devreye sokmuştur.Eğitim erişimini, eşitliği ve kaliteyi geliştirmeyi amaçlayan EBA Öğrencilere Birçok dilde, çeşitli e-kitaplar ve diğer öğrenme materyallerine erişim sunmaktadır. .
Evet, geldiğimiz bu noktada, şunu net olarak söyleyebiliriz ki, BUGÜN DÜNYA YENİ İŞ MODELLERİNİN PEŞİNDEDİR ve yenilikçi gayretiyle tanınan genç bir ülke olan TÜRKİYE, YENİ BİR ÇALIŞMA KÜLTÜRÜ OLUŞTURMAYA ÖNCÜLÜK EDEBİLİR.
ADAPTASYON
Biz, Bu yeni iş modelinin ve çalışma kültürünün “YENİ NORMAL DÖNEM ” içerisinde yeniden tanımlanacağını düşünmekteyiz. Yine bize göre, COVİD-19 (korona virüs) sonrası dünyadaki herhangi bir iş modelinin temel bileşeni “ ADAPTE OLABİLİRLİK “ olacaktır.
Yapılacak tek şey, kolayca uyarlanabilen iş ve yaşam tarzı modellerini düşünmek ve hayata geçirmektir.
Böyle davranmak, kriz döneminde bile ofislerimizin, iş yerlerimizin ve ticaretimizin daha hızlı hareket edebileceği ve can kaybının gerçekleşmeyeceği anlamına gelecektir.
Dijital ödemeleri kabul etmek, uyumluluğun en iyi örneğidir. Büyük ve küçük dükkân sahipleri, özellikle kriz zamanlarında ticareti birbirine bağlı tutan dijital araçlara yatırım yapmalıdır. TÜRKİYE bu günlerde dijital işlemlerde cesaret verici bir artışa tanıklık etmektedir.
Dijitalleşmenin getirmiş olduğu bir diğer iş modeli; TELETIP ‘ tır. Bugün ülkemizde çok yoğun olarak uygulanmasa dahi, birçok ülkede uygulanmaktadır. Hastaların, bir Kliniğe veya Hastaneye gitmeden Uzaktan, görüntülü olarak yapılan muayene ve istişareler sonucunda tedavi edilmesi olan TELETIP, Dünya çapında genişlemeye aday olan yeni iş modellerinin arasında gelmektedir.
VERİMLİLİK;
Sanırım; Artık VERİMLİLİĞİ Yeniden HAYAL ETMEMİZ ve tanımlamamızın zamanı gelmiştir.
Öteden beri söylediğimiz gibi, Verimlilik sadece ofiste ne kadar zaman harcandığı ile ilgili olamaz.
Burada, bu makalenin yazımı içerisinde, Çalışma arkadaşlarımla her zaman paylaştığım bir değişten söz etmeden geçemeyeceğim.
“ Arkadaşlar, Sizden Günlük çalışmanız gereken 7,5 Saatlik sürenin 4 saatini, aldığınız ücretin karşılığı olarak işyerine; 1,5 Saatini, işyerinizin büyümesine, işinizin korunmasına ve ücretinizin arttırılmasına; geriye kalan 2 saatinizi de Kariyerinizin geliştirilmesi ve buna paralel olarak da işyerinde ki görev ve yetkileriniz arttırılması için Eğitim ve Bilgilenmenize ayırmanızı istiyorum” İbrahim OĞUR/Detam Yayınları
COVİD-19 İşe Askı dönemi Belki de, Türk Çalışma Sektörleri olarak bize, ÜRETKENLİK VE VERİMLİLİĞİN BİR ÇABA GÖRÜNÜMÜNDEN DAHA ÖNEMLİ OLDUĞU YENİ MODELLERİ DÜŞÜNMEMİZİ SAĞLATACAKTIR.
YENİ NORMAL DÖNEMİN” Tüm Sektörler için Parolası “ BELİRLİ BİR ZAMAN DİLİMİ İÇİNDE BİR GÖREVİN TAMAMLANMASI” olmalıdır.
KAPSAYICILIK
YENİ NORMAL DÖNEMİN Bir diğer PAROLASI ise “KAPSAYICILIK” Olmalıdır. Bu bağlamda; YENİ NORMAL DÖNEMİN ikinci parolasına uygun olarak, Toplumumuzda en savunmasız durumda olan işsizlere, önem veren iş modellerinin geliştirilmesi olmalıdır.
Bir diğer durum ise, Tarımdır. Bilindiği üzere, Dünyamızda İklim değişikliği ile mücadelede önemli ilerlemeler kaydettik. Artık Meteoroloji haberlerine güvenerek Şemsiyemizi alıyor, Tatili çıkabiliyor, evimizin çatısını tamir edebiliyoruz. Allah bize her şeyi vermektedir. Ülkemizde bir diğer gelişmede Tarım ve Ziraat ürünlerinde olmalıdır. Bu bağlamda, Gezegen üzerindeki etkimizi azaltan teknolojiler ve uygulamalar geliştirmede önemli bir gelecek var. Daha az yaparak daha fazlasını yapabiliriz.
Buradan hareketle, Türkiye, durumu ne olursa olsun, çiftçilerimizin bilgi, makine ve pazarlara erişebilmelerini sağlamak için yeniliklere yatırım yapmalı, Vatandaşlarımızın temel mallara erişimini kolaylaştırmalıdır
Diğer yandan, COVID-19 salgını, sağlık çözümleri üzerinde düşük maliyetlerle. Büyük ölçekte çalışma ihtiyacını fark etmemizi sağlamıştır. Ülkemiz Sağlık konusunda büyük bir sınav vermiş ve yüzünün akıyla bu sınavdan çıkmıştır.
Bir çok gelişmiş ülke COVİD-19 Batağında Sağlık enkazı altında kalırken, Türkiye, İnsanlığın sağlığını ve refahını sağlamak için küresel çabalar göstermiş, içerisinde Amerika, AB Ülkeleri de olan 56 dan fazla ülkeye sağlık yardımı göndererek, bir ışık olmuştur.
FIRSATLAR
“Her kriz fırsat getirir” Sözünü unutmamalıyız. COVID-19 PANDEMİ Vakası da bir KRİZDİR ve Her Krizde olduğu gibi bu Kriz sonrası da bir çok yeni fırsatlara kapı aralayacaktır. Üstelik bu dönem, Bilgi İletişim Teknolojilerinin ( BİT) devreye girmesi ile Bilgi ve Teknolojiye ulaşılabilme açısından ÜLKELER ARASINDA Kİ FARKDA AZALMIŞTIR. OVİD-19 Öncesi dönemi Motorlu araca benzetirsek, YENİ NORMAL DÖNEMİ Elektrikli Araç dönemine, SİHA VE İHALARI Örnek olarak gösterebiliriz.
Bu yüzden ortaya çıkabilecek yeni fırsatlar ve büyüme alanlarının neler olabileceğini mutlaka değerlendirilmelidir. Gerekirse bu hususta MİLLİ SEFERBERLİK İLAN EDİLMELİDİR. Biz inanıyoruz ki, bizim insanımız bunu başaracak ve en kısa süre içerisinde Gelişmiş Medeniyetler arasına girecektir. Yağ, Un, Şeker hesabı Bizde her şey var.
Buradan hareketle TÜRKİYE, COVİD-19 Sonrası, Dünyada Gelişmiş ülkelerini YAKALAMA, yerine OYUN KURUCU OLMALI ve ön safhada yer almalıdır. İnsanlarımızın, beceri ve kabiliyeti bunu sağlamaya yeterlidir. ASELSAN, ROKETSAN, BAYRAKTAR, TOGG Bu örneklerden sadece bir kaçıdır. Yeter ki biz kararlı olalım.
BU GEMİDE HEP BERABERİZ.
Görüldü ki, COVID-19, vurmadan önce IRK, DİN, RENK, KAST, İNANÇ, DİL veya sınırlara bakmamaktadır. Bundan sonraki tepkilerimiz ve davranışlarımız birlik ve kardeşliğe öncelik olmalıdır.
Tarihteki geçmiş anlardan farklı olarak, dün, ülkeler ve toplumlar birbirlerine karşı karşıya iken, , bugün ortak bir sorunla karşı karşıya kalmışlardır. Gelecek beraberliğini pekiştirerek Dayanırlık kazanan ülkelerin/Toplumların olacaktır.
Ülkemiz, yetişmiş iş gücümüzden, içeride ve dışarıda Eğitimi, Kariyerini tamamlamış kuşaklarımızdan gelecek büyük fikirlerle, küresel bazda ses getirecek proje ve uygulamalara sahip olmalıdır. Bu oluşum, Sadece ülkemiz için değil, bütün insanlık için olumlu bir değişimin adını olacaktır.
Yine Unutulmamalıdır ki, COVİD-19 Öncesi, Lojistik sadece yollar, depolar ve limanlar gibi fiziksel altyapı prizmasıyla görülüyordu. Ancak günümüzde lojistik uzmanları, küresel tedarik zincirlerini kendi evlerinin rahatlığında kontrol edebilmektedirler.
Fiziksel ve sanalın doğru harmanı ile TÜRKİYE, COVID-19 sonrası dünyada karmaşık, modern ve çok uluslu bir tedarik zincirinin küresel ÇEKİM merkezi olarak ortaya çıkabilir. Oraya yükselmeli ve bu fırsat asla kaçırılmamalıdır.
Ele aldığımız bu makale ile KAMU ve ÖZEL Olmak üzere tüm Kurumlarımızı bu konuda düşünmeye ve söylemlere katkıda bulunmaya çağırıyoruz.
Bu bağlamda; DETAM GRUP olarak Organize edilecek WEBİNAR Toplantıları ile bu konuda ki fikir, öneri ve düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız. www.detam.com.tr adresinden Yapacağımız Bu toplantılarımızın içerisinde;
- COVİD-19 Sonrası Kurum ve Kuruluşlar tarafından ele alınacak SWOT ANALİZLERİ
- YENİ NORMAL DÖNEMİN Ortaya çıkarttığı HOME-OFİS (Evden Çalışma) Modeli
- COVİD 19 PANDEMİ Sonrası işletme ve İşyerlerinde RİSK ANALİZİ
- COVİD 19 PANDEMİ Sonrası Toplumda Sağlık ve Güvenlik Yaklaşımı VE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ
- Ve yapacak Anket sonucu ortaya çıkacak Yeni ihtiyaçlara ilişkin Bilgilendirmeler yer alacaktır.
Makalemizi bitirirken, tüm evden çalışan insanlarımıza, Evden çalışma yaptıkları bu süreç içerisinde, durumları ne olursa olsun, zinde kalmaları için egzersizlerine biraz zaman ayırmalarını, mümkün olabiliyor ise, YOGAYI Fiziksel ve Zihinsel refahlarının iyileşmesi için bir yol olarak denemeleri önerir, gelecek güzel günlerin ülkemiz, sektörlerimize ve tüm toplumumuz için olmasını dileriz. 30 Mayıs 2020
Dr. İbrahim OĞUR
DETAM GRUP Yönetim Kurulu Başkanı
İç Mimar/Ekonomist