“COVID-19’ Un İşletmeniz Üzerindeki Etkisini Yok Etmek İçin Güvenlik Kültürünüzü Sağlıklı Tutun. “
2020 Yılı Nisan ayı itibariyle Dünyamızda baş gösteren ve halen devam etmekte olan KORONAVİRÜS (COVİD-19) PANDEMİSİ, Ülke, Firma ve Bireysel bazında Toplumlar, üzerinde derin bir etkiye neden olmuştur.
Ülke Olarak son zamanlarda özellikle de 6331 Sayılı yasanın gündeme gelmesi ile birlikte kazanmaya çalıştığımız İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürünün yaygınlaşması, PANDEMİ olayına karşı olumlu etkiler yaratmıştır. KORONAVİRÜSÜN Yarattığı/yaratabileceği olumsuz etkileri hafiflettiğimizden emin olabilmek adına göz önünde bulundurmamız gereken en önemli hususlardan birisi “ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜMÜZÜN” yaygınlaştırılmasıdır.
Covid-19 verilerinin derlendiği WORLDOMETERS internet sitesine göre, Çin’in HUBEY eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünya geneline yayılan salgında tespit edilen toplam vaka sayısı 75 milyon geçmiştir.
Gün itibariyle ABD, 16 milyon 137 bin 40 ile en fazla vaka sayısına sahip ülke konumunda bulunurken, Bu ülkeyi; 9 milyon 826 bin 31 ile Hindistan,6 milyon 794 bin 910 ile Brezilya, 2 milyon 597 bin 711 ile Rusya izlemektedir.
Gün itibariyle; 2.400.000 vakanın söz konusu olduğu ülkemizde ise, maalesef 24.161 insanımız hayatını kaybetmiştir. Bu vesile ile hayatına kaybetmiş olan kişilere Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileriz.
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de, Kamu Kurumları, Sivil Toplum Kuruluşları İş Sağlığı ve Güvenliği Kurumları (OSGB) ve ülke çapındaki işletmeler bu sağlık ve güvenlik tehdidi ile mücadele etmeye devam etmektedir.
Bununla beraber, meydana gelen bu ölümlerin yanında, vakanın azalmasına bağlı olarak açılacak işyerleri ile birlikte, çalışma hayatının aktife olmasına bağlı olarak, ortaya çıkabilecek KOLEKTİF RUH SAĞLIĞI Problemlerinden de korkulmaktadır. Geçen makalemizde bu konuya “ İşyerlerinde AKRİSİTEYE SORUNLARI” Başlığı altında değinmiştik. (www.detam.com.tr) Böyle bir durum, acilen tedbir alınmaz ise, GÜVENLİK KÜLTÜRÜMÜZ açısından zararlı olabilir.
Bununla birlikte, KORONAVİRÜSÜN bir olumlu bir tarafının da oluşmuş olduğunu gözden ırak tutmamak gerekir ki, Oda, COVID-19 nedeniyle çoğu insanımızın güvenlik ve sağlık önlemleri konusunda daha büyük bir genel farkındalık geliştirmiş olmasıdır.
Toplumlarda bir güvenlik kültürü oluşturulması öyle kolay değildir. Toplumda Güvenlik Kültürü oluşturulmasında en önemli olan Devletin kültürel bozulmaya karşı tedbir almasıdır.
Bu hususta Sağlık ve Çalışma Bakanlıklarımız, ilgili teşkilatları aracılığıyla tedbir almaya çalışmaktadırlar. Ancak Dünya ülkelerine baktığımızda bunun yeterli olduğunu söyleyemeyiz. ( İş Sağlığı ve Güvenliği Kapsamına giren Kamu kurumlarında ve bazı kuruluşlarda yasanın özünde var olan Uzman atamalarının ertelenmesi buna örnek olarak gösterilebilir) Devletimiz acilen İş Sağlığı ve Güvenliği Politikası “ Toplum Sağlığı ve Güvenliği Politikası” olarak revize etmeli, bu hususta İŞ Sağlığı ve Güvenliği Kurum ve Kuruluşları yeniden ele alınmalıdır.
Diğer yandan İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ Kurum ve Kuruluşları İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ KÜLTÜRÜNÜN gelişmesini teşvik edici çalışmalarda bulunmalıdırlar.
Bu çalışmamızda; Bir toplumda, işletme ve/veya işyerinde “ Sağlık ve Güvenlik Kültürünün” gelişmesinde önemli gördüğümüz üç hususa değinmek değineceğiz. Çok basit olan bu yaklaşım, bizlere iş Sağlığı ve Güvenliği alanına odaklanmamıza, işgücümüz arasında MORAL ve GÜVENLİ DAVRANIŞLARI korumamıza yardımcı olacaktır. Bunlar; Liderlik, İletişim ve Sistem Kurumudur.
- LİDERLİK
Liderlik güvenlik kültürünün yerleşmesinde en önemli faktördür. Bir başka değişle, İyi, başarılı liderlik, güvenlik kültürünün temel taşıdır diyebiliriz.
Bu bağlamda, Kurum ve kuruluşlarda hangi seviyede olursa olsun, lider konumunda olanlar, tüm çalışanlar için örnek olmalı, her gün, güven veren güvenli davranışlar sergilemeli ve çalışanlara, birbirlerinin güvenliğini önemsemenin en önemli öncelik olduğunu göstermelidir.
Diğer yandan; Şirket içindeki pozisyonumuz ne olursa olsun, kurumsal güvenlik mesajı içerisinde olmasını-olduğu düşündüğünüz, Yönetim kurulu odasından, atölyeye kadar tüm organizasyondaki yöneticileri, müdürleri, amirleri ve personel düzeyinde çalışanları İş Sağlığı ve Güvenliği tedbirleri hususunda desteklemeli ve onlarla kuvvetli iletişimler kurmalıyız.
- İLETİŞİM
COVİD- 19 ile mücadelede iletişim çok önemlidir. Bir kuruluş içindeki doğru iletişimin gücünü PANDEMİ vakasında asla küçümsememeliyiz. COVID-19 ‘ un yaşandığı bu dönemde iletişim her zamankinden daha önemlidir.
- İletişimde karşımızdakilere karşı Dürüst olmalıyız: Çalışanlarımız, bizimle ilişki içerisinde olan Konuk, Alt İşveren, Müşteri, Tedarikçilerimize karşı, COVID-19 Ortamında, kuruluşumuzun sağlık ve güvenliğini nasıl koruduğunu anlatırken açık ve şeffaf olmalıyız.
- İletişimi olabildiğince kişisel hale getirmeliyiz ( – standart e-posta yerine video görüşmesi yoluyla iletişim kurabiliyorsanız, bunu yapın)
- Kuruluşumuzun Sağlık ve Güvenlik prosedürlerini ve beklentilerini açıkça belirlemeliyiz.
- Eğer, Yazılı Yönetim Sistemlerimiz varsa bunları ve Mevcut güvenlik politikalarımızı COVİD- 19 ‘a göre revize etmeliyiz.
- Çalışanlarımızı, COVİD-19 KORONA VİRÜS Vakası ile ilgili olarak Eğitimle güçlendirmeli ve onları, PANDEMİ nedeniyle uygulamaya koyduğumuz ek, prosedür ve protokoller hakkında bilgilendirmeliyiz.
- Son olarak, İletişimin iki yönlü bir yol olduğunu asla unutmamalı, Çalışanlarımızı, sağlık ve güvenlikle ilgili olabilecek tüm soruları veya endişeleri için kendimize ulaşmaya teşvik etmeliyiz.
- SİSTEMLER, DAVRANIŞ VE KATILIM
İşletmemizde sergileyeceğimiz İyi bir liderlik ve doğru iletişim ile Kurum çapında iyi anlaşılmış sistemler kurabiliriz. Oluşturacağımız bu iki sistem onları teşvik edecek ve çalışanlarımız sergileyecekleri güvenli davranışlar ile, oluşturduğumuz İŞ SAĞLIĞ VE GÜVENLĞİ çalışmalarına katkıda bulunacaklardır
COVİD-19 ile gelmiş olan YENİ NORMAL DÖNEME Nasıl uyum sağlamamız gerektiğini görmek için yönetim sistemlerimizi mutlaka gözden geçirmeliyiz. İster ülke bazında bir Yönetim sisteminiz ( TSE- TÜRK-AK) ister uluslararası yönetim Sisteminiz olsun (BSI-TÜV vb) bu dönemde yayınlanmış olan Tüm standartları takip edip, Sahip olduğumuz Standartları yeniden gözden geçirmeliyiz.
Eğer İş Sağlığı ve Güvenliği alanında faaliyet gösteren bir Kurum isek, ( OSGB veya bir işletme yöneticisi ) , COVID-19 sürecinde, Dünyada gelişmeleri yakinen takip ederek, Müşterilerimiz veya işletmemiz için yapılması gereken uyarlamaları not edip uygun önlemleri almalı /aldırmalıyız.
Eğer, bir sisteme sahip değilsek, böyle bir sisteme sahip olabilmemiz için şimdi daha iyi bir fırsatımız bulunmaktadır. (Bu hususta www.detam.com.tr adresinden ulaşacağınız DETAM GRUP İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri size ISO 45001 Dahil tüm ISO Yönetim Sistemlerinin kurulmasında destek olacaklardır. )
COVİD-19 dâhil tüm tehlikelere karşı Çalışanlarımızı GÜVENLİ DAVRANIŞLAR ve tüm çalışanlarımızı kurmuş olduğumuz yönetim sistemimiz hakkında eğitmeli, onlara kendilerinin ve iş arkadaşlarının güvenliğini sağlamaya yardımcı olacak doğru bilgiler sağlamalıyız. Bütün bunları yaparken, (Sistemlerimizi uyarlarken ve onlara eğitim verirken) bu süreci asla bir ANGARYA gibi görmemeliyiz. Eğer biz, onlara olumlu bir güvenlik katılımı örneği gösterebilirsek, çalışanlarımız da aynı şeyi yapacaklardır.
Sonuç olarak; Şunu açıklıkla söyleyebiliriz ki, COVID-19 PANDEMİ olayı, gerek İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri olarak bizlerin, gerek, Çalışma Bakanlığı Yetkililerinin ve gerekse de işletme ve İşyeri yöneticilerimiz olmak üzere çoğumuzun kariyerlerinde karşılaştığı en büyük sağlık ve güvenlik sorununu ortaya koymuştur.
Eğer; “ SAĞLIKLI KAL, GÜVENDE KAL” sloganı ile, Elimizdeki tüm güvenlik araçlarını devreye sokarak iyi organize olur, gerçeğe dayalı ve EMPATİK bir yaklaşım içerisinde davranırsak, dünya çapındaki bir PANDEMİNİN ortasında dahi “ SAĞLIK ve GÜVENLİK KÜLTÜRÜMÜZÜ” sürdürebiliriz.
Dr. İbrahim OĞUR
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı
Baş İş Müfettişi